SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU MEVAKİTİS-SALAT

<< 334 >>

DEVAM: 17. GÜNEŞ BATMADQAN ÖNCE İKİNDİ NAMAZININ BİR REK'ATİNE YETİŞEN KİMSE

 

حدثنا عبد العزيز بن عبد الله قال: حدثني إبراهيم، عن ابن شهاب، عن سالم بن عبد الله، عن أبيه أنه أخبره: أنه سمع رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول:

 (إنما بقاءكم فيما سلف قبلكم من الأمم، كما بين صلاة العصر إلى غروب الشمس، أوتي أهل التوراة التوراة، فعملوا حتى إذا انتصف النهار عجزوا، فأعطوا قيراطا قيراطا، ثم أوتي أهل الإنجيل الإنجيل، فعملوا حتى إلى صلاة العصر ثم عجزوا، فأعطوا قيراطا قيراطا، ثم أوتينا القرآن، فعلما إلى غروب الشمس، فأعطينا قيراطين قيراطين، فقال أهل الكتابين: أي ربنا، أعطيت هؤلاء قيراطين قيراطين، وأعطيتنا قيراطا قيراطا، ونحن كنا أكثر عملا؟ قال: قال الله عز وجل: هل ظلمتكم من أجركم من شيء؟ قالوا: لا، قال: فهو فضلي أوتيه من أشاء).

 

[-557-] Salim bin Abdullah, babasının kendisine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in Şöyle buyurduğunu naklettiğini bildirmiştir: "Önceki ümmetlere nispeten sizin dünyada kalmanız, (tam güne göre) ikindi namazı İle güneşin batması arasında geçen süre kadardır.

 

Tevrat ehline, Tevrat verildi. (Onun içindekilerle) amel etmeye başladılar. Gün ortasına gelince artık çalışamaz oldular. Yine de, birer kırat ile ödüllendirildiler.

 

Sonra incil ehline incil verildi. İkindi namazına kadar çalıştılar. Sonra onlar da çalışmaktan aciz kaldılar. Yine de birer kırat ile ödüllendirildiler.

 

Bize de Kur'an verildi. Güneş batıncaya kadar onunla amel ettik. Bize ikişer kırat, ikişer kırat verildi. Bunun üzerine Ehl-i kitap: Ey Rabbimiz, bunlara ikişer kırat ikişer kırat verdin. Bize ise birer birer verdin. Oysa biz onlardan daha çok çalıştık' dediler. Hak Teâlâ da onlara: 'Ücretiniz konusunda size en ufak bir haksızlık yaptım mı?' diye sordu. Onlar: Hayır' deyince şöyle buyurdu: Bu benim lütfumdandır. Lütfumu da dilediğime veririm.

 

Tekrar: 2268, 2269, 3459, 5021, 7467, 7533

 

Diğer tahric: Tirmizi Emsal de tahric etti

 

حدثنا أبو كريب قال: حدثنا أبو أسامة، عن بريد، عن أبي بردة، عن أبي موسى، عن النبي صلى الله عليه وسلم: (مثل المسلمين واليهود والنصارى، كمثل رجل استأجر قوما، يعملون له عملا إلى الليل، فعملوا إلى نصف النهار فقالوا: لا حاجة لنا إلى أجرك، فاستأجر آخرين، فقال: أكملوا بقية يومكم ولكم الذي شرطت، فعملوا حتى إذا كان حين صلاة العصر، قالوا: لك ما عملنا، فاستاجر قوما، فعملوا بقية يومهم حتى غابت الشمس، واستكملوا أجر الفريقين).

 

[-558-] Ebu Musa Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu nakletti: "Müslümanlar ile Yahudi ve Hıristiyanlar'ın durumu şu örneğe benzer: Adamın biri, kendisi için gece vaktine kadar çalışmak şartıyla bir grup işçi ile anlaşır, işçiler öğlene kadar çalışır, sonra adama,

 

'Bizim senin vereceğin ücrete ihtiyacımız yok' deyip işi bırakırlar. Bunun üzerine adam, başka bir grup ile anlaşır. Onlara işin geri kalan kısmını tamamlayın, size ücretin tamamını vereyim' der. Onlar da, ikindi namazına kadar çalışıp adam'a, 'Çalıştığımız senin olsun! (ücret falan istemiyoruz)' derler. Nihayet adam, güneş batıncaya kadar günün geri kalan kısmında çalışan bir grupla anlaşır. Bu grup, öncekilerin ücretini de tam olarak alır.

 

Tekrar: 2271.

 

 

AÇIKLAMA:     (Güneş Batmadan Önce İkindi Namazının Bir Rekatına Yetişen Kimse) Hattâbî şöyle demiştir: "Bu konudaki ilk hadiste geçen bir secdeden maksat, rükuu ve secdesiyle birlikte tam bir rekattır. Bir rekat ancak secde ile birlikte tamam olur. Bu yüzden rekata secde denmiştir."

 

Ibnu'i-Müneyyir şöyle demiştir: "Bu hadisten, amel etme zamanının güneş batmcaya kadar sürdüğü sonucu çıkarılır. Güneş batmasına en yakın ve meş­hur amel ise, İkindi namazıdır... Bu sonuca hadisteki açık bir ifadeden değil, ancak işaret yoluyla ulaşabiliriz. Zira bu hadis, bir misaldir. Burada bu vakte özel bir amelden bahsedilmemiştir. Aksine hadis, kıyamet gününe kadar diğer vakitlerde de yapılacak olan bütün itaat türü amelleri kapsar."

 

İmamu'l-haremeyn şöyle demiştir: "Misal olarak söylenmiş hadislerden hü­küm çıkarılmaz."